Prematüre bebek tıbben “Riskli Bebek” olarak adlandırılır. Bazı prematüre bebekler özel bir desteğe gereksinim duymazken diğer bir grup “Erken Müdahale Desteğine” ihtiyaç duyabilirler. Bebeğinizin Erken Müdahale Desteği‘ne ihtiyacı olup olmadığına Yenidoğan Uzmanı, Pediatrist veya Çocuk Nöroloğu karar verecektir.
Eğer doktorunuz çocuğunuzun Erken Fizyoterapi desteği alması gerektiğini söylediyse, zaman kaybetmeden; RİBEM Riskli Bebek Danışma Merkezi‘ne başvurabilirsiniz. RİBEM’e gelen prematüre bebekler, riskli bebekler konusunda deneyimli Bobath Eğitmeni Uzm. Fzt Feride Bilir ve uzman kadrosuyla değerlendirilir, bebeğe özel fizyoterapi programı ile gelişimi desteklenir.
Bebeğiniz gebeliğinizin 37’nci haftasından önce doğduysa prematüre kabul edilir.
Amerikan Pediatri Akademisi, Amerikan Obstetri ve Jinekoloji Derneği ve Dünya Sağlık Teşkilatı, Prematüreyi annenin son adet tarihinin ilk gününden başlayarak bebeğin 37 haftadan (259 gün) önce doğması olarak tanımlamıştır.
Prematüre bir bebek genellikle özel sağlık gereksinimlerine sahiptir, çünkü organlarından bazıları tam olarak gelişmemiştir. Ortaya çıkabilecek sağlık problemlerinin boyutunu ve gereksinim duyulacak bakım tipini bebeğinizin 37’nci haftanın tam olarak ne kadar öncesinde doğduğu belirleyecektir.
Unutmayın Prematürelik bir risktir. Bu risksi doktorlarınızın yönlendirmesiyle yönetmesini ve bebeğinizi doğru desteklemeyi öğrenmeniz gerekir.
Prematüre Görülme Sıklığı Nedir?
Türkiye’de her yıl doğan yaklaşık 1.3 milyon bebekten en az 130.000’inin (%10) düşük kilolu olduğu ve bu bebeklerin 3/2’sinin prematüre olarak tanımlandığı belirtilmektedir.
Prematürelik İle İlgili Önemli Bilgi:
- Çok düşük doğum ağırlıklı bebeklerin yaklaşık %15’inde nörogelişimsel problemler görülmektedir. Özellikle gestasyon yaşı 22-25 hafta olan bebeklerde risk yüksek olup orta-ağır özür sıklığı %50’nin üzerindedir. Prematürelerde görülen nörogelişimsel sorunların en önemli nedenleri intraventriküler hemoraji (beyin kanaması) ve periventriküter lökomalazidir.
- Perinatal asfiksi (doğum sırasında oksijensiz kalma) sonucunda hastaların %29’unda Serebral Palsi (SP), %45’inde kognitif (bilişsel) ve gelişimsel sorunlar görülür. Doğumda oksijensiz kalan bebeklere doğum sonrası uygulanan hipotermi (vücut ısısını düşürme)tedavisi nörolojik prognozu (iyileşmeyi) olumlu etkiler.
- İkizler’de Prematürelik ve intrauterin büyüme geriliği riski artmıştır. İkizlerde tekiz bebeklere göre Serebral Palsi riski ( SP riski) 7 kat fazladır.
Prematüre Bebeklerin Sağlık Sorunları Nelerdir?
Prematüre bebekler genellikle battaniyelere sarılsalar bile vücut ısılarını korumaları için gereken bedensel yağa sahip değildirler.
Kendi başına işlev gösterebilmesi için bebeğin akciğerleri, böbrekleri, karaciğeri, sindirim sistemi ve kalbi tam olarak gelişmiş olmalıdır.
Bir bebek her şey tam olarak gelişmeden önce doğduğunda aşağıdaki sağlık problemlerinden bazıları ortaya çıkabilir:
- Sarılık
- Prematüre apnesi
- Hipoksik-iskemik ensefalopati (HİE)
- Kafa içi kanama
- Prematüre retinopatisi
- Solunum güçlüğü sendromu
- Kronik akciğer hastalığı
- Kardiyovasküler problem
- Hipoglisemi
- Beslenme problemleri
- Anemi
KONUNUN DEVAMI AŞAĞIDADIR………………..
Bazı Bebekler Erken Doğar?
Tekil gebeliklerde hamilelik 40 hafta üzerinden hesaplanır. Eğer 37 haftadan önce doğum yapılırsa bu erken doğum sayılır. Fakat çoğul gebeliklerde özellikle ikiz, üçüz veya dördüzlerde belirlenmiş kesin bir gebelik süresi yoktur. Bebek sayısı arttıkça hamile bir kadının 40 haftayı tamamlaması imkansızlaşır. Hamile bir kadın hamileliğinin 24. ve 34. haftaları arasında normal dışı belirtiler gösteriyorsa, bebeğin erken doğurma riski ile karşı karşıya olabilir. Su torbası patlamadığı sürece doktoru doğumu engellemek için bir takım önlemler alabilir. İlaç ve serum vererek, yakından takip ederek erken doğumu erteleyebilir.
Erken Doğumun Sebepleri Nelerdir?
Gebelikte sorunlar yaşanabilir. Kadın doğum uzmanından destek alınarak gebelik takibi aksatmadan yapılmalıdır. Bilinmelidir ki erken doğumu 100% engellemek olanaksızdır.
Birden fazla bebek taşıma: İkiz, üçüz veya daha fazla gebeliklerin çoğu erken doğumla sonuçlanır.
Tansiyon yükselmesi : Baş ağrısı, bacaklarda şişme, idrarda protein atma durumu; gebelik zehirlenmesi (Preeklampsi): Bütün erken doğumların % 15’inin nedenidir. Belirtiler hızlı gelişirse tehlikelidir. Daha ilerlerse annede şuur kaybı, durdurulamayan kanama ve havale gibi durumlar ortaya çıkabilir. Hızlı ilerleyen gebelik zehirlenmesini durdurmanın tek yolu bebeği doğurtmaktır. Bu da bebeğin erken alınmasına neden olur.
Su torbasının erken patlaması: Bu durumda erken doğum ve enfeksiyon riski fazladır. Rahimde kalan sıvı miktarı ve bebeğin durumuna göre kararlar alınmalıdır. Doğumu geciktirmek ve bebeğin ciğerlerini olgunlaştırmak için ilaçlar uygulanmalıdır. Enfeksiyon belirtisi başlarsa bebek doğurtulur.
Kanama başlaması: Plasenta ya da ”son” un rahim ağzının üzerine yerleşmesi sonucu kanama başlayabilir. Bazen de plasenta iyi yerleşmesine rağmen aniden rahimden ayrılır ve kanama başlar.
Önceki gebeliklerde düşüklerin veya erken doğumların olması
Bebeğin anne karnında büyüyememesi: Plasentada kan dolaşımı yetersizse, bebek rahimde yeteri kadar büyüyemez.
Annenin sigara ve alkol kullanması: Son yıllarda doğurgan yastaki kadınlarımızın daha fazla sigara içtiklerini biliyoruz. Sigaradaki nikotin plasenta ”son” damarlarını büzer, bebeğe kan gitmesini önler ve büyümesini engeller. Gebe olan kadının kesinlikle sigara ve alkol içmemesi gerekir. Sigarayı bırakma konusunda Sağlık Bakanlığı’nın Sigara Bırakma Hattı Alo 171’i arayarak destek alabilirsiniz.
Stresli olaylar yaşanması: Ciddi bir düşme, trafik kazası, yangın gibi… Yaşadığımız günlük streslerin erken doğumu gerçekleştirdiğine dair bir kanıt yoktur.
Annenin önceden gelen hastalıklar: Kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, insülin gerektiren şeker hastalığı vb.
Bilinmeyen sebepler: Erken doğumların üçte birinde neden bilinemez. Belirtiler çok silik, hatta hiç olmayabilir.
Erken Doğumu Engellemek için neler yapabilirsiniz?
Erken doğum riski önceden öngörülüyorsa doktor yatak istirahati önerebilir. Özellikle çoğul gebelik söz konusu ise erken doğurma olasılığı yüksektir. Erken doğum riskini azaltmak için şunlar önerilir:
- Hamile kadının çalışma saatlerinin azaltması veya yoğun iş temposunun düşürülmesi
- Hamile kadının merdiven çıkması, alışveriş torbası taşımaması ve ev işlerini azaltması gerekir.
Prematüre Bebeklerin Tedavisi
Bebeğiniz prematüreyse, bakımı bir yenidoğan yoğun bakım ünitesinde (YDYBÜ) gerçekleştirilecektir. Burada ileri teknoloji ve uzman sağlık personeli bebeğinizin hizmetinde olacaktır.
Bebeğiniz, sıcak tutulması için bir kuvöze konacaktır. Standart bir beşiğin aksine bir kuvöz, bebeğin etrafını tamamen sarar ve bu da ısının korunmasına ve enfeksiyon olasılığının düşürülmesine yardımcı olur. Bebeğiniz gerekli işlevleri kendi kendine yerine getirebilecek düzeyde güçlenene kadar gerekli olduğu takdirde solunum cihazları ve besleme tüpleri gibi başka ekipmanlar da kullanılır.
YDYBÜ’de çalışan sağlık uzmanları arasında yenidoğan uzmanları (hasta ve erken doğmuş bebeklerin bakımı konusunda uzmanlaşmış pediatristler), solunum terapistleri, uğraşı terapistleri, diyetisyenler, emzirme uzmanları, eczacılar, sosyal hizmet görevlileri ve hastane vaizleri bulunur.
Bir prematüre bebeğin yaşamı boyunca fizik tedavicilerin, uğraşı terapistlerinin ya da konuşma terapistlerinin sunduğu hizmetlere gereksinim duyma olasılığı daha yüksektir. Bebeğiniz büyürken doktoru sinir sisteminin nasıl gelişim gösterdiğini ve gülümseme, oturma ve yürüme gibi köşe taşlarına hangi noktada ulaştığını yakından izleyecektir.
Bebeğinizi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde (YDYBÜ’de) Bırakmanın Yarattığı Stresle Nasıl Başa Çıkabilirsiniz?
Gebelik sırasında ebeveynler bebeklerinin doğacağı ve hep birlikte eve gidecekleri günü beklerler. Bebeğinizi hastanede bırakmak zorunda kalmak çok üzücü olabilir. YDYBÜ’de vakit geçirmeniz önemlidir, fakat zaman zaman kendinizle ve ailenizle ilgilenmek üzere oradan ayrılmanız da önemlidir.
Bu durumla başa çıkmanıza yardımcı olacak birkaç ipucu:
- Hastanede ebeveynlere yönelik bir destek grubunun olup olmadığını sorun
- Bir arkadaşınıza içinizi dökün
- Hislerinizi içinizde tutmayın, ağlayın ve üzüldüğünüzü kabullenin
- Kendi sağlığınıza özen göstermeye çalışın
- Destek ve danışma için imamınızla, papazınızla, hahamınızla, rahibinizle ya da vaizinizle konuşun
Prematüre Bebeklerin Desteklenmesi
Neredeyse herkes bir prematüre tanır. Belki siz kendiniz erken doğmuşsunuzdur, belki çocuğunuz ya da belki de bir arkadaşınızın ya da komşunuzun bebeği 38 haftadan önce dünyaya gelmiştir; sonuçta, bu minikleri ve ailelerini desteklemek için bilmemiz gereken pek çok şey vardır.
Prematüre doğumlar hakkında bazı gerçekler
ABD’de dünyaya gelen tüm bebeklerin neredeyse %13’ü gebeliğin 37’nci haftası dolmadan önce doğmaktadır (bu da her 8 doğumdan 1’i anlamına gelir).
- Tıptaki ilerlemeler sayesinde, en az 1 kg’lık bir doğum ağırlığına sahip bebeklerin %90’ından fazlası günümüzde hayatta kalmaktadır ve bu, son 20 yılda dramatik bir artış olduğunu anlamına gelmektedir.
- Erken doğan bebekler pek çok tıbbi komplikasyon/sağlık komplikasyonu açısından daha büyük risk altındadır.
- YDYBÜ’de yatmış bebeklerin okul çağına kadar takip edildiği çalışmalar öğrenme problemlerinin, gelişimsel gecikmelerin ve davranış problemlerinin ortaya çıkabileceğini göstermiştir.
- Taburcu edilerek eve yollandıklarında normal zamanda doğmuş olan yaşıtlarına kıyasla hala RSV (respiratuvar sinsitiyal virüs), bronşiyolit, pnömoni gibi infeksiyonlara, sarılığa ve dehidrasyona karşı daha hassastırlar ve bu problemler, ABD’de bir yaş altı bebeklerin hastaneye yatırılmasının önde gelen 5 nedenidir.
- Prematüre bebeklerin akciğer volümü normal zamanda doğmuş bebeklerdekinin yarısı kadardır.
- Prematüre bebeklerin hava yolları normal zamanda doğmuş bebeklerdekine kıyasla daha küçüktür ve daha dardır.
- Otuz altıncı haftadan önce doğan bebeklerde onları RSV’ye karşı koruyacak anneden antikor transferi tam olarak gerçekleşmez.
Bir bebek erken doğumla dünyaya geldiğinde ebeveynlerin ilk endişesi genellikle “Bebeğim hayatta kalacak mı?” sorusudur. Tek başına bu korkunun bile insanın yüreğini nasıl parçalayacağını hayal edin.
Bebeğiniz doğumhaneden alınıp doğruca Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’ne (YDYBÜ) götürülür ve bazı bebekler hiç eve gelmeden 3 ay boyunca, hatta daha uzun bir süre burada kalır. Bazı ebeveynler bebekleri doğar doğmaz onu kucaklama ya da görme şansı dahi bulamazlar. Bu oldukça zorlayıcı bir durumdur.
Ardından, en sonunda bebeklerini görme zamanı geldiğinde bebek o kadar küçük ve o kadar kırılgan görünür ki ebeveynler korkuya kapılabilir ya da prematüre bebeklerini nasıl tutacakları, nasıl besleyecekleri, altını nasıl değiştirecekleri veya nasıl yıkayacakları konusunda güvensiz ve çaresiz hissedebilirler. Unutmayın, bir prematüre bebeğe pek çok tüp, kablo ve monitör bağlanmış olabilir; öyle ki onu yalnızca yattığı yerden kaldırmak bile başlı başına bir mücadele haline gelebilir. Ayrıca, bebek bezini o tüplerin ve kabloların etrafından geçirerek bağlamak da bir ebeveyn için yepyeni bir dizi güçlük anlamına gelir, hele bir de ilk kez anne-baba olmuşlarsa!
Yeni doğmuş bebeğinizi emzirirken ya da biberonla beslerken onunla birbirinize sokularak ve sarılarak kurduğunuz bağı düşünün ve şimdi de henüz annesinden veya biberondan süt ememeyen ve tüple beslenen bir bebek hayal edin.
Bir prematüre bebek sahibi olmanın yarattığı duygusal ve fiziksel gerilim çok yoğun ve bunaltıcı olabilir. Yeni anne ya da baba olmak zaten yeterince zordur, ama bir prematüre bebeğin anne-babası olmak bundan da yoğun bir strese neden olur. Ebeveynler uykusuz gecelerle, iş kaybıyla, gelir kaybıyla, diğer çocuklarına yeterince zaman ayıramamakla yüz yüze gelirler. Tüm bu etkenler sağlık uzmanlarının, erken girişim uzmanlarının ve aile üyelerinin fark etmesi ve destek vermesi gereken son derece somut sorunlardır. Bir prematüre bebeğin ebeveynleri depresif, güçsüz, çaresiz ve hatta öfkeli hissederlerse bu sizi şaşırtmasın.
Unutmayın ki prematüre bebekler “iyi gidiyor” olsalar bile kalpleriyle (PDA [patent duktus arteriozus], septal kusurlar, kalp kapakçığı sorunları, fallot tetralojisi, ana arterlerde transpozisyon), solunumlarıyla (apne, solunum güçlüğü sendromu, BPD [bronkopulmoner displazi], pulmoner hipertansiyon), gözleriyle (prematüre retinopatisi ya da strabismus), kulaklarıyla (işitme kaybı, sese duyarlılık) ve diğer organlarıyla ilgili sağlık komplikasyonları yaşayabilirler. Menenjit, sepsis ve bunların yanı sıra yukarıda bahsedilenlerin de aralarında bulunduğu infeksiyonlar açısından daha yüksek risk altındadırlar. Aynı zamanda, pek çok prematüre bebekte beslenme ve emme sorunları, düşük kan şekeri ya da yeterince gelişmemiş olan bağırsaklarının sindirim işlemiyle başa çıkamaması sonucu nekrotizan enterokolit görülür.
Prematüre bebeğinizin taburcu edilip eve gönderileceği günün sonunda geldiğini hayal edin. Ne kadar sevinçli bir gün, öyle değil mi? Doğrusunu isterseniz böyle bir günde de karmaşık duygular yaşanabilir, çünkü pek çok bebek halen bir monitöre bağlıyken, bir beslenme tüpü takılıyken ya da oksijen kullanırken taburcu edilmektedir. Şimdi, hemşirelerin ve doktorların 7/24 hazır olduğu ayların ardından tüm bu korkutucu sorumluluk artık SİZDE! Bebekler taburcu edilirlerken, anne-babaları bebeklerinin gereksinim duyduğu evde bakım işlemleri konusunda sağlık uzmanları tarafından eğitimden geçirilirler, ama yine de eve gitmek ve bunları tek başına yapmak bambaşka bir iştir.
Prematüre bir bebek hastaneden eve geldiğinde nelere dikkat edilmelidir?
- Bebeğinizi kirden, tozdan, dumandan, evcil hayvan döküntülerinden ve mikroplardan korumak için evinizi temiz tutun
- Tüm kontrol ve aşılama randevularına uyun
- Ellerinizi doğru ve titiz şekilde yıkayın ve oyuncakların hijyenik olmasına dikkat edin
- Hasta kişilerin ziyarete gelmesine izin vermeyin ve bebeğinizle temas eden kişilerin sayısını en aza indirin
- Bebeğin her gün ne kadar ve ne sıklıkta yemek yediğini ve kaç tane bez kirlettiğini takip edin
- Bebeğinizi mümkün olduğunca evin içinde tutun ve halka açık alanlara gereksiz şekilde çıkmaktan kaçının
Prematüre Bebeklerin Tedavisi
Prematüre Bebeklere Hangi Hastaneler Bakar?
Bebeğiniz prematüreyse, bakımı bir Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi (YDYBÜ) bulunan donanımlı bir hastanede gerçekleştirilecektir. Yenidoğan Bakım Ünitelerinde ileri teknoloji ve uzman sağlık personeli bebeğinizin hizmetinde olacaktır.
Bebeğiniz, sıcak tutulması için bir kuvöze konacaktır. Standart bir beşiğin aksine bir kuvöz, bebeğin etrafını tamamen sarar ve bu da ısının korunmasına ve infeksiyon olasılığının düşürülmesine yardımcı olur. Bebeğiniz gerekli işlevleri kendi kendine yerine getirebilecek düzeyde güçlenene kadar gerekli olduğu takdirde solunum cihazları ve besleme tüpleri gibi başka ekipmanlar da kullanılır.
YDYBÜ’de çalışan sağlık uzmanları arasında yenidoğan uzmanları (hasta ve erken doğmuş bebeklerin bakımı konusunda uzmanlaşmış pediyatristler), solunum terapistleri, uğraşı terapistleri, diyetisyenler, emzirme uzmanları, eczacılar, sosyal hizmet görevlileri ve hastane vaizleri bulunur.
Bir prematüre bebeğin yaşamı boyunca fizik tedavicilerin, uğraşı terapistlerinin ya da konuşma terapistlerinin sunduğu hizmetlere gereksinim duyma olasılığı daha yüksektir. Bebeğiniz büyürken doktoru sinir sisteminin nasıl gelişim gösterdiğini ve gülümseme, oturma ve yürüme gibi köşe taşlarına hangi noktada ulaştığını yakından izleyecektir.
Bebeğinizi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Bırakmanın Yarattığı Stresle Nasıl Başa Çıkabilirsiniz
Gebelik sırasında ebeveynler bebeklerinin doğacağı ve hep birlikte eve gidecekleri günü beklerler. Bebeğinizi hastanede bırakmak zorunda kalmak çok üzücü olabilir. YDYBÜ’de vakit geçirmeniz önemlidir, fakat zaman zaman kendinizle ve ailenizle ilgilenmek üzere oradan ayrılmanız da önemlidir.
Bu durumla başa çıkmanıza yardımcı olacak birkaç ipucu:
- Hastanede ebeveynlere yönelik bir destek grubunun olup olmadığını sorun
- Bir arkadaşınıza içinizi dökün
- Hislerinizi içinizde tutmayın, ağlayın ve üzüldüğünüzü kabullenin
- Kendi sağlığınıza özen göstermeye çalışın
- Destek ve danışma için imamınızla, papazınızla, hahamınızla, rahibinizle ya da vaizinizle konuşun
Prematüre Bebeğiniz Hayatta Kalacak mı?
Bir bebek erken doğumla dünyaya geldiğinde ebeveynlerin ilk endişesi genellikle “Bebeğim hayatta kalacak mı?” sorusudur. Tek başına bu korkunun bile insanın yüreğini nasıl parçalayacağını hayal edin.
Bebeğiniz doğumhaneden alınıp doğruca Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’ne (YDYBÜ) götürülür ve bazı bebekler hiç eve gelmeden 3 ay boyunca, hatta daha uzun bir süre burada kalır. Bazı ebeveynler bebekleri doğar doğmaz onu kucaklama ya da görme şansı dahi bulamazlar. Bu oldukça zorlayıcı bir durumdur.
Ardından, en sonunda bebeklerini görme zamanı geldiğinde bebek o kadar küçük ve o kadar kırılgan görünür ki ebeveynler korkuya kapılabilir ya da prematüre bebeklerini nasıl tutacakları, nasıl besleyecekleri, altını nasıl değiştirecekleri veya nasıl yıkayacakları konusunda güvensiz ve çaresiz hissedebilirler. Unutmayın, bir prematüre bebeğe pek çok tüp, kablo ve monitör bağlanmış olabilir; öyle ki onu yalnızca yattığı yerden kaldırmak bile başlı başına bir mücadele haline gelebilir. Ayrıca, bebek bezini o tüplerin ve kabloların etrafından geçirerek bağlamak da bir ebeveyn için yepyeni bir dizi güçlük anlamına gelir, hele bir de ilk kez anne-baba olmuşlarsa!
Yeni doğmuş bebeğinizi emzirirken ya da biberonla beslerken onunla birbirinize sokularak ve sarılarak kurduğunuz bağı düşünün ve şimdi de henüz annesinden veya biberondan süt ememeyen ve tüple beslenen bir bebek hayal edin.
Bir prematüre bebek sahibi olmanın yarattığı duygusal ve fiziksel gerilim çok yoğun ve bunaltıcı olabilir. Yeni anne ya da baba olmak zaten yeterince zordur, ama bir prematüre bebeğin anne-babası olmak bundan da yoğun bir strese neden olur. Ebeveynler uykusuz gecelerle, iş kaybıyla, gelir kaybıyla, diğer çocuklarına yeterince zaman ayıramamakla yüz yüze gelirler. Tüm bu etkenler sağlık uzmanlarının, erken girişim uzmanlarının ve aile üyelerinin fark etmesi ve destek vermesi gereken son derece somut sorunlardır. Bir prematüre bebeğin ebeveynleri depresif, güçsüz, çaresiz ve hatta öfkeli hissederlerse bu sizi şaşırtmasın.
Unutmayın ki prematüre bebekler “iyi gidiyor” olsalar bile kalpleriyle (PDA [patent duktus arteriozus], septal kusurlar, kalp kapakçığı sorunları, fallot tetralojisi, ana arterlerde transpozisyon), solunumlarıyla (apne, solunum güçlüğü sendromu, BPD [bronkopulmoner displazi], pulmoner hipertansiyon), gözleriyle (prematüre retinopatisi ya da strabismus), kulaklarıyla (işitme kaybı, sese duyarlılık) ve diğer organlarıyla ilgili sağlık komplikasyonları yaşayabilirler. Menenjit, sepsis ve bunların yanı sıra yukarıda bahsedilenlerin de aralarında bulunduğu infeksiyonlar açısından daha yüksek risk altındadırlar. Aynı zamanda, pek çok prematüre bebekte beslenme ve emme sorunları, düşük kan şekeri ya da yeterince gelişmemiş olan bağırsaklarının sindirim işlemiyle başa çıkamaması sonucu nekrotizan enterokolit görülür.
Prematüre bebeğinizin taburcu edilip eve gönderileceği günün sonunda geldiğini hayal edin. Ne kadar sevinçli bir gün, öyle değil mi? Doğrusunu isterseniz böyle bir günde de karmaşık duygular yaşanabilir, çünkü pek çok bebek halen bir monitöre bağlıyken, bir beslenme tüpü takılıyken ya da oksijen kullanırken taburcu edilmektedir. Şimdi, hemşirelerin ve doktorların 7/24 hazır olduğu ayların ardından tüm bu korkutucu sorumluluk artık SİZDE! Bebekler taburcu edilirlerken, anne-babaları bebeklerinin gereksinim duyduğu evde bakım işlemleri konusunda sağlık uzmanları tarafından eğitimden geçirilirler, ama yine de eve gitmek ve bunları tek başına yapmak bambaşka bir iştir.